Tayyip Erdoğan'a yapılan protestoyu ve ardından yapılan "provokasyon" açıklamasını görünce aklıma maziden bir görüntü geldi.
Deniz Baykal Van gezisinde...
CHP Genel Başkanı olarak belki de son kez Van'a gelişi...
On beş yirmi kişi toplanmış Deniz Baykal'ın seçim otobüsüne yumurta fırlatıyorlar. Baykal'ın geldiğini duyurmakla görevli kişi, seçim otobüsü içinde istifini hiç bozmadan "Sayın genel başkanımız halkı selamlıyor" diyor. Deniz Baykal da atılan yumurtalara rağmen suratındaki gülümser ifadeyi hiç değiştirmeden, "halka" el sallamaya devam ediyor.
İşte bir provokasyon ve provokasyona karşı duruş örneği...
Provokasyon dediğin yirmi kişi ile yapılır, elli bin kişi ile değil...
Peki doğal bir eylem nasıl amacından saptırılarak "provokasyon" adıyla adlandırılır? Şöyle: Elli bin civarında seyirci Galatasaray maçını izlemek için stadyuma gelmiş. Maç öncesi yapılan gösteriler "hükümeti övme yarışı" haline gelmiş. TOKİ Başkanı konuşmasında "Biz bu stadı Tayyip Erdoğan sayesinde yaptık" mealinde sözler söylüyor. Seyirci de haklı olarak bu seçim gösterisine tepki gösteriyor, Erdoğan'ın adı geçince ıslıklıyor ve yuhalıyor. Gösteriyi yayınlayan televizyon kanalı telaşlı... Bir ses duyuluyor: - Eyvah eyvah! - Sesi al sesi... Ve bütün bunların adı "provokasyon", "çirkin tezahürat" oluyor. Yuhalama eylemini yapanlar ajan, tutulmuş adam sayılıyor. Galatasaraylı olmadıkları iddia ediliyor.
Bu adamlar küfür mü etmişler, taş yahut yumurta mı fırlatmışlar? Bir stadyum içinde yapılabilecek en uygun protesto şeklini uygulamışlar. Bizim Başbakan sırtını dönüp, küsüp gidiyor. Galatasaray yönetimini bir telaş almış. Başkanları çıkıp diyor ki: "Kimlik tespiti yapıp stada sokmayacağız." Neden? Futboldan çok anlamam ama bir seyirciyi stadyuma girişten men etmenin çeşitli kaideleri vardır. Yani öyle "Senin tipini beğenmedim, sen stada gelme!" denemez diye biliyorum. Dolayısıyla neredeyse her maç başkana, teknik direktöre, futbolcuya yapılan yuhalama, söz konusu başbakan olunca kişiye özel cezai yaptırıma tabi tutulamaz diye düşünüyorum.
Gerçi burası Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye... Burada her şey olabilir.
Son sözüm: Bir Fenerbahçeli olarak, Galatasaray taraftarını tebrik ederim. Lakin bu protestonun Erdoğan'ın Fenerbahçeli olmasından ötürü değil, başbakanlığından ötürü olmasını da dilerim. Futbolda yapılan protestoların geçerliliği ve sürekliliği konusunda da şüphe duyarım. Sonuçta futbol, bir gün ıslıklananın ertesi gün el üstünde tutulduğu bir spordur.
Başlık | Kategori | Yayın Tarihi |
---|---|---|
Atsız Bey'in İlk Eşi Mehpare Hanım Kimdir? | Tarih | 23.04.2014 |
Otorite | Politika | 09.02.2014 |
Atsız'ın 9 Mayıs Savunmasının Haklılığı | Tarih | 12.01.2014 |
Atsız'ın Basılmamış Eserleri Hakkında | Tarih | 11.12.2013 |
Necip Fazıl'ın Kanuni Hakkındaki Düşünceleri | Tarih | 16.09.2012 |
Başlık | Kategori | Yayın Tarihi |
---|---|---|
Avrupalılar Siz Sömürdünüz Biz Yönettik | Politika | 19.02.2021 |
İSTİKBAL GÖKLERDEDİR | Politika | 12.02.2021 |
Türk Birliği | Politika | 25.01.2021 |
Güvenir Halim Kalmadı | Politika | 29.12.2020 |
KKTC SECİMLERİ ÜZERİNE | Politika | 26.10.2020 |
Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.