Başbakan’ın “Türkçülüğe Karşıyım” açıklamasına, Salı günü yapılan grup toplantılarında tek tepki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi.
Bahçeli konuşmasında Türkçülüğün birleştirici, bütünleyici ve soyculuktan uzak olduğunu söyledi.
Türkçülük kavramının içeriği konusunda derin görüş ayrılıklarımız olsa da, TBMM içinde yıllar sonra “Türkçülük” fikriyatının olumlu mahiyette adının geçmesi elbette tüm Türkçüleri sevindirmiştir.
Lakin Türkçüler Bahçeli’nin daha önce yaptığı hatalı kimi açıklamaları da bilmektedir. Bu yüzden Devlet Bahçeli’nin söylemleri bazı Türkçülere inandırıcı gelmemiştir.
Türkçülük düşüncesi hiçbir siyasi partinin bünyesinde olacak ya da bir partiye sığınacak kadar kısıtlı değildir. Engindir, kapsayıcıdır ama belirli kırmızıçizgileri de vardır. Türkçülük siyasi entrikalardan, çıkar kavgalarından uzaktır.
Ama her Türkçü, Başbakanın bir Türkçü olmasını, meclisin Türkçü vekillerden oluşmasını ister ki bu da her ideolojinin görmek isteyeceği bir resimdir.
Devlet Bahçeli’ye pazartesi günü gönderdiğim kısa mektupta “Türkçülüğü savunmasını” talep etmiştim. Bahçeli’nin gönderilen yazıları okumadığı, milletin gerçekliklerini dinlemeye vakit ayırmadığını düşünüyordum. Bunu dile getirdiğim bir MHP MYK üyesinin “yaz, okuyacaktır” demesi üzerine yazdığım bu mektup yerine ulaştı mı, Salı günkü konuşmasından önce okuyabildi mi yoksa içinin sesini dinleyerek mi Türkçülüğü müdafaa etmek istedi?
Bunu bilemiyorum.
Ama ikinci talebimi ve teşekkürümü Devlet Bahçeli’ye iletiyorum.
“Sayın Devlet Bahçeli,
Yıllar sonra bir partinin genel başkanının Türkçülüğü müdafaa etmesi, emin olun tüm Türkçülerin yüreğini serinletmiştir.
İçerik bakımından ayrılıklarımız olsa bile, Türkçülüğe muarız olduğunu seslendirenlere karşı koymanız sevindiricidir.
Elbette sizinle Türkçülüğü yorumlama şeklimiz farklılıklar gösteriyor.
Ben ve aynı görüşü paylaştığım binlerce çeri, Atsız'ın koyduğu Türkçülük prensipleri üzerinde buluşabiliyoruz.
Elbette bunun içerisinde sizin dillendirdiğiniz bazı kavramlar yoktur, olamayacaktır.
Ama Türkçülük düşüncesinin hatırlanması ve dile gelmesi, geleceğin aslında karanlık değil, aydınlık olduğunu göstermiştir.
Sizin attığınız, siyasi kurallar çerçevesinde atılabilecek iyi ve olumlu bir adımdır.
Sizden şahsım adına bir ricam daha olacak.
Üç Mayıs'ı partiniz içerisinde "Milliyetçiler Günü" olarak kutlamayı bırakınız.
Bu şanlı günün adı "Türkçülük Günü"dür.
Önümüzde beş aylık bir süreç var, bu beş ay içerisinde sizden bunu gerçekleştirmenizi diliyorum.
Meclis konuşmanız için tekrar teşekkür ederim.”
Not: Hiçbir siyasi partinin destekçisi değilim. MHP hakkında da daha önce yazdığım yazılar sabittir. Tek isteğim Türkçülüğün yayılması ve destekçilerinin üzerine atılan topraklardan kurtulmasına yardımcı olmaktır. Siyasi ve içtimai mezhebim Türkçülüktür. Mesleğim milli şuur tabiyesi ve topluma münevver kişi kazandırmaktır.
Başlık | Kategori | Yayın Tarihi |
---|---|---|
Atsız Bey'in İlk Eşi Mehpare Hanım Kimdir? | Tarih | 23.04.2014 |
Otorite | Politika | 09.02.2014 |
Atsız'ın 9 Mayıs Savunmasının Haklılığı | Tarih | 12.01.2014 |
Atsız'ın Basılmamış Eserleri Hakkında | Tarih | 11.12.2013 |
Necip Fazıl'ın Kanuni Hakkındaki Düşünceleri | Tarih | 16.09.2012 |
Başlık | Kategori | Yayın Tarihi |
---|---|---|
Avrupalılar Siz Sömürdünüz Biz Yönettik | Politika | 19.02.2021 |
İSTİKBAL GÖKLERDEDİR | Politika | 12.02.2021 |
Türk Birliği | Politika | 25.01.2021 |
Güvenir Halim Kalmadı | Politika | 29.12.2020 |
KKTC SECİMLERİ ÜZERİNE | Politika | 26.10.2020 |
Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.